Değerli Paydaşlarımız,
Ülkemizin güneydoğu illerinde gerçekleşen depremler hepimizi çok üzdü. Öncelikle bu büyük felakette hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarını kaybedenlere başsağlığı, yaralananlara ve tüm milletimize geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Memleketimizde yaşanan pek çok afette ve yine son yıllarda pandemi sürecinde, toplumsal dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu hepimiz gördük. Böyle durumlarda, devletin, STK’ların, kuruluşların ve toplumun tüm paydaşlarının dayanışma halinde olması ve çalışmaların iyi bir koordinasyonla gerçekleştirilmesi gerekiyor. Biz de şirketlerimiz ve sosyal kuruluşlarımızla, bu süreçte üzerimize düşeni yapabilmek için seferber olduk. Pek çok yardım çalışması ve proje gerçekleştiriyoruz. Bölgenin ihtiyaçlarını takip ediyor, ilgili kurumlarla iş birliği halinde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Felaketin büyüklüğü sebebiyle, bölgenin toparlanması için daha uzun zaman pek çok çalışma yapılması gerekecek. Deprem konusu, ülkemizde baştan aşağı tüm altyapısıyla ele alınması ve kalıcı çözümler üretilmesi gereken bir konu. Bizler de toplumun paydaşları olarak, kurumsal vatandaşlık görevimizin gereğini yerine getirmeye devam edeceğiz.
Özellikle son üç senedir tüm dünya, beklenmedik gelişmelerin piyasaları şekillendirdiği, pandeminin de etkileri sonucu belirsizliklerin arttığı, tedarik zincirleri, iş modelleri, işleyiş şekilleri gibi pek çok farklı alanda önemli değişikliklerin yaşandığı dönemlerden geçiyor. Yaşanan toplumsal, ekonomik ve siyasi olayların başta enerji, gıda ve ham madde piyasaları olmak üzere iş dünyası açısından küresel etkiler bırakan sonuçları oldu. Pandemiyle geçen son 2 yılın ekonomide yarattığı etkilere bunların eklenmesi, rekor seviyelerde enflasyonu da beraberinde getirdi. Bu zorlu ortamda, Türkiye, Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından açıklanan dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasındaki yerini koruyor. Fakat yüksek enflasyon, ekonomimiz ve hayatlarımız üzerinde olumsuz etkisini sürdürüyor. Devam etmesi beklenen bu enflasyon seviyeleri ve ülkemizdeki seçim sürecinin getirdiği belirsizlikler dolayısıyla yine öngörülü ve temkinli adımlar atmamız gereken bir yıla giriyoruz.
Yasin Group olarak, değişen koşullara hızla adapte olabilen şirketlerimiz, yetkin çalışan kadromuz ve güçlü altyapımız ile konjonktürel dalgalanmalara karşı hiç kuşkusuz en sağlam duran şirketlerden biri konumundayız. Tüm sektörlerimizde dengeli performanslar elde ederek, büyümemizi güçlü ve sağlıklı bir şekilde sürdürdük. Faaliyet gösterdiğimiz her alanda değer katmak, tüm paydaşlarımızın ihtiyaçlarını odağımıza almak ve uzun vadede büyümemize destek olacak yatırımları yapmak önceliğimiz olmaya devam ediyor. Operasyonel kârlılık ve güçlü nakit akışı hedefleyen etkin bir finansal yönetim her zaman bizim için önem taşıyor. Şirketlerimiz yatırım ajandalarını tüketicilerine daha iyisini sunmalarını sağlayacak yenilikçi çalışmalara, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik hedeflerine yönlendirdi. Her biri kendi alanında en iyisini yapan şirketlerimiz, markalarımız ve sosyal kuruluşlarımızla güçlü bir şekilde yarınlara ilerliyoruz.
Her zaman insanımızla, yetkinliklerimizle, kapasitemizle öncü olmayı, gelişimi, inovasyon ve kalkınma odaklı kalmayı, ülkemizin ve faaliyet alanlarımızın yarınlarında en üst sıralarda olmayı hedeflemeliyiz. Biz, her zaman üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirebilen, zor dönemlerden tüm paydaşlarımızla el ele vererek ve daha da güçlenerek çıkmayı bilen büyük bir aileyiz. Değerlerimizden ve birbirimizden aldığımız güçle, çalışmalarımızı en verimli şekilde sürdürmeye, hepimiz için değer üretmeye devam edeceğiz.
Bizlere inanan, güvenen, katkıda bulunan tüm paydaşlarımıza YASİN GROUP adına teşekkürlerimi sunarım.
Mülazım YASİN
Yönetim Kurulu Başkanı